Ana içeriğe atla

KUŞLARIN ŞAHI: SİMURG


Simurg, Anadolu’da kullanılan adıyla Hüma kuşu. Simurg, efsanede kuşların şahıdır. Kuşlar aleminde işler kötüye gittiğinde kuşlar her zaman Simurg’un Kaf Dağı’nın tepesinde bulunan bilgelik ağacındaki yuvasından çıkıp geleceğini ümit ederlermiş. Yani Simurg kuşların şahı ve zor günlerinde kurtarıcısıymış.

Yine zamanın bir döneminde kuşlar aleminde işler iyice kötüye gitmeye başlamış. Kuşlar Simurg’un gelip her şeyi düzelteceğini bekliyorlarmış. Belli bir zaman geçmiş, Simurg gelmemiş. Artık kuşlar Simurg’un varlığından dahi ümidi kesmeye başlamışlardır. Bir gün bir kuş gökyüzünde Simurg’u ararken aşağıda, yerde, parlayan bir şey görür. Kuş aşağıya indiğinde gördüğü şeyin Simurg’un tüyü olduğunu fark eder. Artık kuşlar Simurg’un varlığına yeniden inanmışlar ve madem o gelmiyor, o zaman biz onu Kaf Dağı’nda Bilgelik Ağacı’nda olan yuvasında ziyaret edelim demişler. Her bir kuş türünden bir elçi olmak üzere kuşlar toplanmışlar ve Simurg’un yaşadığı Kaf Dağı’na gidebilmek için 7 dipsiz vadiden geçmeleri gereken çileli yolculuğa çıkmışlar.

Birinci vadi her isteğin gerçekleştiği İstek Vadisi; Kuşlar bu vadiden geçerken, istedikleri her şeyin gerçek olduğunu görmüşler. Bu kuşları çok cezbetmiş, bir kısmını ise vadi kendine esir edip onları yollarından alıkoymuş.

Yani Arkadaşım! Simurg’a yapılan yolculuk, kendi içine yapılan yolculuktur.

İkinci vadi her şeyin çok güzel göründüğü Aşk Vadisi; Kuşlar bu vadiden geçerken bir sis bulutu içinde kalmışlar. Sonra bulut içerisinde karşılarına çıkan şeyler o kadar güzeldir ki onlara âşık olmamak elde değildir. Kuşların bir kısmı da bu vadiye esir olmuşlardır.

Üçüncü vadi bedenden ve maddeden sıyrılmayı zorlaştıran Marifet Vadisi; Marifet Vadisi’nde kuşlar kendi benliklerinden ve sıfatlarından sıyrılamamışlardır. Mesela, Papağan güzel ve renkli tüylerinden vazgeçememiştir. Halbuki onlar yüzünden hapsedilmektedir. Yine kuşların bir kısmı da bu vadide esir kalmışlardır.

Dördüncü vadi her şeyin geçenlerin önüne serildiği İstiğna Vadisi; Bu vadide kuşlar her şeyin önlerine serildiğini ve burada ne kadar çok eğlenebileceklerini düşünmüşlerdir. Artık her hayal ettikleri önlerindedir. Bu vadide yine bu şekilde kuşların bir kısmını kendinde esir etmiştir. Bu vadiden sadece gönül tokluğu (istiğna) olan kuşlar kurtulmuşlardır.

Beşinci vadi bütün kuşların kendini düşündüğü Tevhit Vadisi; Bu vadinin hilesi, içinden geçen varlıkları ayrılık derdine düşürmesiymiş. Halbuki buradan geçenler bir olduklarında (Tevhit) vadi bunu onlara yapamazmış. Bu vadiden geçen kuşların her biri kendi benliklerinin derdine düşüp bir olmaktan uzaklaşmışlar ve bir olabilenler kurtulmuşlardır.

Altıncı vadi herkesin hayal mi gerçek mi olduğunu ayırt edemediği Hayret Vadisi; Bu vadide kuşlar gördükleri güzelliklerden ve şeylerden hayrete düşerler. Bu vadi en zorlu vadilerden biridir çünkü buradan geçenler gerçek ve hayal olanı birbirine karıştırarak buraya esir olurlar. Kuşların yine bir kısmı da bu vadide esir kalmıştır.

Yedinci vadi ise geçenlerin ben derdine düşerek esir oldukları Yokluk Vadisi; Bu vadiye yokluk vadisi denilmesinin sebebi bu vadiden geçebilenlerin ben derdinden sıyrılarak yokluğa yani varlık için yokluğa ulaşmasıymış. Yani bu vadiden geçen kuşların hepsi benim söylediğim doğru, ben haklıyım, Simurg zaten en çok beni sever diyerek birbirlerini kırmışlardır.

Son vadide geçildikten sonra geriye sadece 30 kuş kalmıştır. Bu 30 kuş Kaf Dağ’ının tepesindeki Bilgelik Ağacı’na geldiklerinde kendilerinden başka hiçbir şey bulamamışlardır. Kuşlar o zaman sırrı çözmüşlerdir. ‘’Si’’ otuz ve ‘’Murg’’ kuş demekmiş. Yani Simurg kuşların en bilge, korkusuz, doğru ve dürüst otuzuymuş. Bu otuz kuşun erdemi de geçtikleri vadilerde diğer kuşlar gibi hata yapıp düşmediklerinde kazandıkları meziyetlerden gelmekteymiş.

Yani Arkadaşım! Simurg’a yapılan yolculuk, kendi içine yapılan yolculuktur. Bu yolculukta isteklerinle baş etmeyi, her güzel gördüğün şeye kapılmamayı, bedenin, dünyanın zevk ve hazlarından sıyrılmayı, gönül tokluğunu, bir ve bütün olmayı, dünyanın geçici zevklerine aşırı tamah etmemeyi ve son olarak benliğinden vazgeçip, başka insanlara da kulak verebilmeyi yani eksik olduğunu bilmeyi öğrenmen gerekmektedir.

 

 

 

 

Yorumlar